Sağlıklı Bu Günler ve Yarınlar İçin, NaNo Life Tuz, Kalp ve Böbrek Dostu Tuz Tadı.

Video

Sağlıklı günler için
NaNo Life Tuz, , Fazla sodyumun neden olduğu, Obezite, İnme, Hipertansyon, Kalp-Damar hastalıkları, Böbrek harabiyetinden sizi ve sevdiklerinizi korumakla kalmaz, İyot içeriği sayesinde Hamilelerin hamilelik sürecinde bebeğin bedensel ve beyin gelişmesine, Doğumdan sonra, Bebeğin Zeka ve Bedensel gelişimine, Her yaşta da Guatr dan korunmasına katkıda bulunur. Zengin mineral içeriği, sayesinde mineral eksikliği kaynaklı şikayetlerinizin ortadan kalkmasına destek olur.

Tuz kısıtlamanın kan basıncını düşürücü etkisi dışındaki faydaları nelerdir?

Görsel

Tuz kısıtlamanın kan basıncını düşürücü etkisi dışındaki faydaları nelerdir?

Yirmi dört ülkede otuz dokuz popülasyonda gerçekleştirilen ekolojik analizler, tuz alımı (Yirmi dört saatlik idrar sodyum değeri ile) ile mide kanserinden ölümler arasında anlamlı ve direkt bir ilişkinin olduğunu göstermiştir. Japonya’ dan elde edilen veriler de bu sonuçları desteklemektedir. Birkaç çalışmada duodenal ve gastrik (mide) ülserlere ve mide kanserlerine neden olan kronik Helicobacter pylori enfeksiyonunun tuz alımı ile de yakın bağlantısı olduğu gösterilmiştir. Yüksek konsantrasyonda tuz içeren gıdaların mideyi
irrite ederek hassas bir hat oluşturduğu bunun da H.pylori enfeksiyonuna benzer ya da bu enfeksiyonun daha ciddi seyretmesine ve H.pylori enfeksiyonunun mide kanserine öncülük etmesine neden olduğu belirtilmiştir. Tuz tüketiminin azaltılması ile H.pylori enfeksiyonunun azaltılabileceği ve böylece mide kanserinden korunulabileceği vurgulanmıştır.
İdrarda albumin bulunması; böbrek hastalıklarında ve diyabetli kişilerde kalp damar
hastalıklarının, kronik böbrek hastalıklarının, hipertansiyonun gelişimi ve ilerlemesi için önemli ve bağımsız bir risk faktörüdür. Birkaç epidemiyolojik çalışmada kan basıncından bağımsız olarak tuz alımı ile idrarda albumin (Protein) bulunması arasında ilişki saptanmıştır. Rasgele örneklem ile yapılan kontrollü çalışmada kırk hipertansif vakada günlük tuz alımının on gramdan beş grama düşürülmesi ile yirmi dört saatlik idrar
protein değerlerinin %19 azaldığı gösterilmiştir.
Daha geniş örneklemli bir çalışmada yetmiş bir beyaz, altmış dokuz siyah ve yirmi dokuz Asyalıda günlük tuz tüketiminde küçük bir azalmanın(9.7 gramdan 6.5 grama düşürülmesi) yirmi dört saatlik idrar albumin değerinde anlamlı bir düşüş sağlamıştır. Proteinürisi olan diyabetli hastalarla ilgili yürütülen diğer çalışmalarda tuz alımının azaltılması ile anjiotensin reseptör blokerleri ya da anjiotensin çevirici enzim inhibitörlerinin antiproteinürik etkileri gösterilmiştir.
Elli yedi kronik böbrek hastalığı olan retrospektif bir analizde üç yıl boyunca gözlem periyodu ile düşük soydum alımının proteinüriyi azalttığı ve benzer kan basıncı düzeyi olsa da renal (Böbrek) hastalıkların ilerlemesini yavaşlattığı tespit edilmiştir.
Tuz alımı, idrar kalsiyum atımında en önemli diyet belirleyicilerinden birisidir. Tüm epidemiyolojik (Toplum bazlı) çalışmalar tuz alımının azaltılması ile idrarla atılan kalsiyumun azaldığını göstermiştir. Kalsiyum idrardaki taşların birçoğunun ana bileşenidir. Bu yüzden tuz alımı renal taşların (Böbrek taşlarının) oluşumunda önemli bir nedendir.
Bugün yapılan çalışmalardan elde edilen veriler tuz alımı arttığı zaman uyarı mekanizmaları ile negatif kalsiyum mekanizmasının intestinal (Barsak) kalsiyum emilimini arttırdığını ve kemiklerden kalsiyum mobilizasyonuna neden olduğunu göstermiştir. Postmenopozal dönemdeki kadınlarda iki yıl süreyle yürütülen çalışmada kalça kemiği yoğunluğunun azalması ile 24 saatlik idrar sodyum miktarı arasındaki ilişkiye bakılmış ve en az kalsiyum alınması kadar önemli bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Bir çalışmada iskeletteki sodyum ve kalsiyum etkileşiminden çok diyette alınan sodyum ve kalsiyum düzeylerinin etkileşiminin önemli olduğu belirtilmiştir. Çok uzun zaman önce 1937 yılında Aub vearkadaşları diyetle alınan sodyum klorürün idrardaki kalsiyum miktarını etkilediğini gözlemlemiştir ve 1961’ de Walser, sodyumve kalsiyumun proksimal renal tübüllerdeki aynı reabsorsiyon mekanizması için yarışa girdiklerini tespit etmiştir. Mc Caron ve arkadaşları yüksek tuz alımının hacmi arttırarak, bunun da filtre edilen kalsiyumu arttırdığı ve sodyumun indüklediği bir kalsiüriye (İdrarda kalsiyum bulunması) neden olduğunu göstermiştir. Osteopoz (Kemik erimesi) patogenezi ile tuz alımı arasındaki ilişki de ilk olarak hayvan ve insan deneyleri ile Goulding tarafından ortaya konmuştur.
***Yüksek oranda tuz tüketimi astım için bir neden olarak düşünülmemekle beraber, epidemiyolojik çalışmalar ve klinik veriler tuz alımı ile astımın ciddi seyri arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu veri bazı randomize çalışmalarla da desteklenmiştir. Örneğin; yirmi iki orta düzey astımı olan erkek hastada tuz alımının azaltılması ile astım ataklarının şiddeti ve ilaç kullanımı azaltılmıştır. Son dönemde 6-7 yaş çocuklarda
gerçekleştirilen bir toplum bazlı çalışmada eklenen tuzun güçlü ve bağımsız bir şekilde hırlama ve astım gibi solunum yolu semptomları görülme riskini arttırdığı tespit edilmiştir.
http://www.ideasaglik.com