OBEZİTE VE KANSERDE BESLENMENİN ÖNEMİ

Standart

BESLENMEOBEZİTE VE KANSERDE BESLENMENİN ÖNEMİ

 

Artan Vücut Kitle İndeksi (Şişmanlık-Obezite)  bulaşıcı olmayan hastalıklar için önemli bir risk faktörüdür.
·                     Kalp Damar Hastalıkları (özellikle kalp hastalığı ve inme)
·                     Şeker Hastalığı
·                     Kas-iskelet hastalıkları (özellikle osteoartrit)
·                     Bazı kanser türleri (Rahim, meme ve kolon)

ABD’de kanser ölümlerinin erkeklerde %14, kadınlarda ise %20’sinin obezite ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Obezite ile erkeklerde; kolon, rektum, pankreas, mide, böbrek, safra kesesi, prostat kanser riski; kadınlarda ise mide, kolon, böbrek, safra kesesi, meme, endometrium (rahim), over ve serviks kanserleri riski artmaktadır.

Obezite-meme kanseri; Kalça ve karın bölgesindeki yağlanma arttıkça kanser oluşma riski de artmaktadır. Obezitenin meme kanseri riskini arttırması, menopoz sonrası artan östrojen hormonunun etkisiyle oluşmaktadır. Ayrıca obez olan bireylerde tümör daha geç fark edilmektedir.

Obezite-rahim kanseri; Şişman bireylerde östrojen ve insülin seviyelerinin fazla olması ile birlikte rahim kanser riski de artmaktadır.

Obezite-kolon kanseri; Fazla BKI değerine sahip kadın ve erkek bireylerin kolon kanserine yakalanma riski yüksektir. Obez bireylerde yüksek insülin ve insüline bağlı büyüme faktörleri tümör gelişimini artırabilmektedir.

Obezite-prostat kanseri; Erkek bireylerde BKI artması sonucu leptin hormonu, insülin ve IGF-1’nin yükselmesi hastalık oluşma riskini artırmaktadır.

Obezite-böbrek kanseri; Normal kilolu bireylerle obez kadınlara göre böbrek kanseri oluşma riski 2 ile 4 kat daha düşük bulunmuştur.

  Obezite kansere neden olan risk faktörüdür. Bunun için bir takım önlemler alınmalıdır.

  • Şişmanlık önlenmelidir.
  • Fazla yağlı besinlerden uzak durulmalıdır.
  • Yağlardan gelen enerji toplam alınması gereken enerjinin maksimum %30’u olmalıdır. Doymuş yağ tüketimi sınırlandırılıp, bitkisel sıvı yağ tüketimi tercih edilmelidir.
  • Günde en az 400 gram posalı (lifli) besinler(sebze, meyve, kurubaklagil, tahıl) tüketilmelidir.
  • Süt ve süt ürünleri yarım yağlı tercih edilmelidir.
  • Tuz (SODYUM) tükerimi azaltılmalı, Tuz içeriği yüksek olan besinlerden (turşu, salamura besinler) uzak durulmalıdır.
  • Alkol ve sigara kullanılmamalıdır.
  • Sucuk, salam, sosis gibi besinler çok fazla tercih edilmemelidir.
  • Düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır.
  • Ana öğün tüketimi kadar ara öğün tüketimine de özen gösterilmelidir.
  • Su tüketimi artırılmalıdır.

    İnsan sağlığı kaybedilmeden değeri çok fazla anlaşılmamaktadır. Bu önlemleri almak için lütfen geç kalmayınız!!!

Tuz ve Sağlık

Görsel

Tuz ve Sağlık

Dünya Sağlık Örgütü; hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere OBEZİTE, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram olarak önermektedir.
2008 yılında Türkiye Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin yaptığı ve ülke genelini yansıtan “Türk Toplumunda Tuz Tüketimi Çalışması”na göre tuz tüketimimizin günde 18 gram olduğu belirlenmiştir.
Bakanlığımızca aşırı tüketildiğinde sağlığımızı olumsuz etkileyebilen tuzun daha az tüketilmesini sağlamak amacıyla 2011 yılından beri “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” uygulanmaktadır.
2012’ de tekrarlanan “Türk Toplumunda Tuz Tüketimi Çalışması”na göre tuz tüketimimizin biraz azalmakla beraber halen sağlığımızı olumsuz etkileyebilecek düzeyde olduğu saptanmıştır (15 gr/gün).